Selda Terek’ten İtiraflar serisi
Roman, hikaye, biyografi ve şiir çalışmalarıyla tanınan yazar Selda Terek, novella türünde kaleme aldığı ‘İtiraflar’ serisini Destek Yayınları’ndan çıkardı. Çarpıcı itiraflar içeren beş hikayeden oluşan bu seri, okuyucunun yüzene gerçekleri çarpıyor.
‘İtiraflar’ serisi ile okuma alışkanlığını yaygınlaştırmayı hedefleyen Selda Terek, kısa hikayeleri sayesinde okuyucusuna kitap bitirme hazzını hatırlatmak ve bu hazzın peşine düşmesini sağlamak istiyor. Yazarın hedeflediği gibi ‘İtiraflar’ serisini eline alan okuyucu, arka arkaya bir solukta tüm hikayelerin sonunun gelmesi adına sayfaları çeviriyor.
Dünyaca ünlü çizer M.K. Perker’in illüstrasyonlarıyla renk kattığı seride ‘Bi’ Kahve İçmeye Yukarı Gelir misin?’, ‘Ses Kaydı’, ‘Affedebilecek misin?’, ‘Bekâret Engeli’ ve ‘El Âlem Ne Der?’ isimli beş kitap yer alıyor. Her biri birer itiraf niteliğinde olan kitaplarda, okuyucu bazen inanmakta güçlük çekiyor, bazen şaşırıyor, bazen de hikayelerde kendini buluyor. Yazarın muzip, samimi, yalın, sürükleyici anlatımıyla tamamen gerçek olan bu yaşanmışlıklar, duygu dünyamızda yeni gerçekliklerin de kapısını aralıyor.
‘Bİ’ KAHVE İÇMEYE YUKARI GELİR MİSİN?’
Serinin ilk kitabı ‘Bi’ Kahve İçmeye Yukarı Gelir misin?’, geçmişin izlerini taşıyan takıntılarımızın hayatımızı nasıl etkilediğini ortaya koyuyor. Yazarın sade ve eğlenceli üslubuyla anlattığı bu hikayedeki kadın karakter, eski eşinden yadigar kalan kahve kupası haricinde, içtiği hiçbir fincanda kahvenin tadını alamıyor. Yıllar süren bu takıntısı onu doktorlara, psikologlara kadar uzanan bir sürece sürüklese de hayatına bu takıntıyla devam ediyor. Ta ki o güne kadar… Hayatına giren yeni bir erkekle tuzla buz olan o fincan, bir şekilde yenilense de o erkek hayatından çıkana kadar kahveden tat alamamaya devam ediyor karakterimiz.
Aslında takıntının bir fincana değil, hayatımıza giren kişilere bağlı olduğunu yüzümüze çarpıyor hikaye. Hiçbir eşyaya sebepsiz bağlanmıyoruz, hiçbir takıntımız yersiz değil. Altında mutlaka güvenlik arayışlarımız, kırılan kalbimiz, incinen duygularımız, öfkemizi bastırdığımız yaşanmışlıklar yer alıyor.
‘SES KAYDI’
Serinin ikinci kitabı ‘Ses Kaydı’, hiç beklenmedik sonuyla okuyucusunu şaşırtmayı başarıyor. Bu kez ana karakterimiz olan Leyla’nın, ayrılık acısı çektiği bir dönemi anlatıyor kitap. Fakat hikayede sona yaklaştıkça ters giden bir şeyler olduğunu anlıyoruz. Yazarın ustaca kurguladığı bu kitapta Leyla, bir grup kadın arkadaşının teselli ziyaretini garipsiyor. Ona göre altı üstü bir “fuckbuddy” ayrılığı olan bu durumun gerçekte pek de öyle olmadığını ses kayıtlarını dinlediğinde öğreniyor. Başından geçenleri arkadaşlarına anlatırken her mutfağa gidişinde arkasından gelen fısıltılardan kuşkulanan Leyla, bu durumu anlayabilmek için arkadaşlarını yalnız bıraktığında telefonundan ses kaydı başlatıyor. Leyla, hiç hazır olmadığı ya da unutmaya çalıştığı gerçekliği, ses kayıtlarını dinlerken keşfediyor.
‘AFFEDEBİLECEK MİSİN?’
Serinin üçüncü kitabı ‘Affedebilecek misin?’, bir intiharın geride bıraktığı yıkımı en acı şekilde anlatıyor. Geride kalanın “Neden?” sorusuna her gün bir yanıt bulmaya çalışması ve gideni affetmek uğruna verdiği savaşı iliklerimize kadar hissettiren kitapta hem üzülüyor hem de altı dolmayan nedenlerle hayatların nasıl un ufak olduğuna şaşırıyoruz.
‘BEKÂRET ENGELİ’
Serinin dördüncü kitabı ‘Bekâret Engeli’, isminden de anlaşılacağı üzere toplumun büyütülmüş yargılarından biri olan ve kadınların cinsiyet eşitsizliğiyle belki de ilk yüzleşmelerinden olan bekârete odaklanıyor. Geçmişe oldukça fazla kara leke bırakan ve namus kavramı ile anılan bekâretin, günümüzde hâlâ süregelen izlerini anlatıyor.
Küçük bir kentten İstanbul’a geldiği için “taşralı” olarak nitelendirilen Banu’nun fütursuz hikayesi, okuyucunun hayal gücüyle sonlanmasıyla ilginç bir kitaba dönüşüyor. Kurtulmak istediği bekaretine toplumun yargılarına dayanarak ekstra anlam yüklemek istemeyen Banu, çevresindekileri şaşırtan ve kendinden beklenmeyen bir cesaret sergilemeye karar veriyor.
Yazar, bu kitapta hikayeyi noktalamak yerine Banu’ya okuyucunun bir son belirlemesini istiyor. Hayal gücümüzü geliştiren bu kitapla okuyucu, yazarlığa bir adım atıyor belki de…
‘EL ÂLEM NE DER?’
Serinin beşinci ve son kitabı ‘El Âlem Ne Der?’ ise cinsiyet rollerine odaklanan ve cinsiyet değiştirme sürecine kadar uzanan bir hikayeyi kapsıyor. Bu hikâyeyi ilginç kılansa bir kız çocuğunun yıllar boyunca oto sanayide araba tamirciliği yapan bir anne ve evi çekip çeviren, komşulara fal bakan bir baba ile yaşamış olması.
Annenin baba, babanın ise anne rolü üstlendiği bu hikayede bir anda işler daha da ilginç bir noktaya evriliyor. Kahramanımız olan genç kızın psikolog karşısında anlattığı hikâyeye hem şaşırıyor hem de onun duygularıyla son derece olağan karşılıyoruz.